90’a Kadar
Giresun deplasmanın da oynayacağımız maça giderken, geçtiğimiz haftalara oranla daha rahat olduğumuz önemli bir gerçekti. Maça da öyle başladık. Rakibimizin nasıl oynayacağını da hocamız tahmin etmişti. Ev sahibi ekibin mutlak galibiyet almak için her şeyini ortaya koyacağı hafta boyunca konuşulmuştu. Tüm bu verilere bakılınca sabırlı oynayan bir Sivasspor’un maçı kazanmaya daha yakın olduğu çok net görülmekteydi.
Maçın ilk yarısı tam istediğimiz gibi oynandı. Ama çok net top kayıpları yaşadığımız ve pas hataları yaptığımızı da belirtmeliyim. Bizde genelde Milli maçlar nedeniyle verilen aralarda sıkıntı yaşıyoruz. Bu karşılaşmada da konsantrasyon sıkıntısı yaşadığımızı vurgulamalıyım. Maçın ilk yarısı boyunca bir çok önemli nokta lehimize işledi diyebilirim. Bulduğumuz 2 gol takımın ve bizlerin rahat nefes almasına sebep oldu. Attığımız iki golde de defans oyuncularımızın asist yapmış olması bizim adımıza önemli bir başarı idi. Kayode ve Max gradel ikilisinin bulduğu iki gol Sivasspor’un kaliteli ayaklara sahip olduğunun göstergesiydi. İlk yarı bizim 2-0 galibiyetimizle sonuçlanmış oldu.
Maçın ikinci yarısında daha savunmaya dayalı bir görüntü içerisinde kontra atak futbolunu benimseyerek sahada yer aldık. Yaklaşık 25 dakika defansif anlamda önemli hatalar yapmadık. Ama kontra noktasında da yetersiz kaldık. Böyle olunca da top genelde bizim ceza sahamız etrafında göründü. Yediğimiz ilk golden sonra rakibin direnci artarken bizim yorgunluk belirtilerimiz ortaya çıkmaya başladı. Akabinde ev sahibi ekibin vites artırdığı bir dakikada kalemizde ikinci golü gördük. Bir anda maçın hikâyesi değişti. Son dakikalarda her iki takım daha kontrollü oyunu tercih edince maç 2-2 berabere bitti.
Tabi şimdi akıllarda şu sorunun cevap beklediğini düşünüyorum. Neden 2-0 gibi önemli bir skoru koruyamadık. Sadece bu maç değil Adana deplasmanında da benzer sıkıntıları yaşamıştık. İlk akla gelen ve de tüm futbol severlerin dillendirdiği konu takımın yaşlı olması söylenebilir. Buna kısmen katılıyorum.
Bu maçta sadece bu noktadan iki gol yemediğimizi belirtmek gerekir. Başka hatalarda yaptık. Rıza hocamın ikinci yarı başlarken 2-0 önde olan bir takımın hocası olarak zorunlu olmadıkça oyuncu değiştirmesini doğru bulmuyorum. Kayode’nin biraz daha oyunda kalması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü ilerlemiş yaşına rağmen sahada önemli bir mücadele veren Yatabare’nin sakatlıktan yeni çıkmış olması sebebiyle 90 dakikayı tamamlaması oldukça zor gözüküyordu. Belki ilerleyen dakikalarda Yatabare ile Henrike değişikliği daha isabetli olabilirdi. Tamam takım yaşlı ama yedek kulübesinde yer alan oyuncularımız daha gençler. Mücadele edebilmek adına onlardan neden faydalanmıyoruz. Çünkü skoru yakalamış durumdayız. Birde rakipte bizi zorlayacak iki tane oyuncu var. Bir tanesi Umut bir tanesi de Diabate. Biz bu iki oyuncuya neden tedbir alamadık. İkinci yarı Diabeteyi genç Özkan’la durdurma şansımız olduğunu düşünüyorum.
Beş oyuncu değiştirme imkanımız olmasına rağmen bu fırsatı ne yazık ki kullanamıyoruz. Bazı oyuncularımızın yorgunluk belirtilerinin çok net gözükmesine rağmen oyunda daha fazla süre almaları biraz anlamsız oluyor. Tüm futbolculara güvenip formayı korkmadan teslim etmeliyiz. Klasik oyuncu değiştirme sisteminden kurtulup maç ve skor durumuna göre hareket etmemiz gerekir diyorum.
Sonuç olarak deplasmandan bir puanla dönüyoruz. Çok kötü bir sonuç değil ama 2-0 üstünlükten sonra üzüntü verici bir durum. Kalan maçlarda daha dikkatli olmamız gerekir. Rıza hocanın da bu noktada tedbirler alması gerektiğini düşünüyorum.