Üçüncü Ara Da İşe Yaramadı
Eylül, Ekim, Kasım biz hep mili takım aralarını bekledik, takımımızın toparlanması eski görüntüsüne dönmesi için. Zira sezon başından itibaren Hocamız öyle açıklamalar yaptı. “Şu milli takım arası bir gelsin toparlanacağız, bu milli takım arası olsun sakatlarımız dönecek, son milli takım arasında istediğimiz seviyeye ulaşacağız” gibi açıklamalar dinledik. Gelin görün ki üçüncü ve son milli takım arası da işe yaramadı Arzuladığımız Sivasspor’u yine sahada göremedik. Üstüne üstelik bu ara sonrası deplasmana her zamankinden daha da eksik gittik.
Başakşehir karşısında uzun süredir forma giymeyen Ziya’nın nasıl bir performans göstereceğini, Yatabaresiz hücum organizasyonunun nasıl olacağını merak ediyorduk. Sivasspor maça öyle bir tutuk başladı ki merak edecek bir şeyin olmadığını anladık. Hepten kötüydük. Taktik gereği topu rakibe verip hızlı geçişlerle pozisyon aramayı seçmişti teknik heyetimiz, lakin ne top kapabildik, ne hızlı çıkış yapabildik, nede doğru düzgün savunma yapabildik. Sanki Başakşehir’den iki alt lig takımı gibiydik. Rakibimiz sahaya iyi yayıldı, topu hızlı çevirdi, ayağa pasları son derece isabetli yaptı. Haliyle bu oyuna sadece 17 dakika direnebildik. 17. dakikada Caner ve Ziya’nın kademe anlaşmazlığından da doğan hata ile golü yedik.
Yediğimiz golde bizi kendimize getirmedi. Karşılaşma yine tek taraflı oyunla devam etti. Bu defa altı kişi ile ceza sahamız içinde yerleşik savunma halindeyken 24’de Mahmut hayatının en rahat gollerinden birini kalemize bıraktı.
İki sıfırdan sonra biraz kıpırdadık. Kaybedecek bir şeyin kalmamasının verdiği cesaretle rakip kaleye gittik. İlk pozisyonumuzu 29. dakikada Gradel, ziya verkaçında bulurken, kaleye isabetli ilk şutumuzu 43’de attık. İlk yarının son saniyelerinde topu ağlarla buluşturduk ancak Hakem Mete Kalkavan kaleciye müdahaleyi faul olarak değerlendirdi ve golü geçersiz saydı.
İkinci yarıda takımların oyununda yine değişen bir şey olmadı. Topu kullanan rakibi zorlayan yine Başakşehirdi. İkinci yarının başında Rıza Hoca bize sürpriz yaptı. Sezon başından itibaren ilk kez erken oyuncu değişikliğine gitti hem de oyuna Kerem Atakan Keskini aldı. Bu karşılaşmada belki de tek olum hareket buydu. Bu arada Keremi beğendiğimi belirtmeliyim. Kötüler içinde sırıtmadı, hareket getirdi, istekliydi ve hızlı düşünüp hızlı oynayabildiğini izleyen herkese gösterdi. Kerim’in getirdiği hareketliliğinde etkisi ile rakip kaledeki ender ataklarımızdan birinde Hasan Ali Kaldırım topu eliyle kesti ve kazandığımız penaltıyı Henrıque gole çevirerek skoru 2- 1 ‘e getirdi. Bu gol yiğidoları umutlandırdı ama sahada ortaya konan oyun ümitsizlik için yeterliydi.
Rıza hoca oyunun son bölümünde son hamlelerini de yaptı Kayode’nin yerine Leke’yi sahaya sürdü, yetmedi orta sahadan Ulvestad’ı alarak Kamara’yı oyuna aldı. Gutas’ı ikinci santrafor olarak rakip ceza sahasına göndererek yüksek toplarla gol bulmayı denedi ama Başakşehir buna izin vermedi. Ev sahibi takım ilk yarıda bulduğu iki golle üç puanı alırken biz yine elimiz boş kaldık. Mağlubiyet bir yana oynadığımız oyun bize umudumuzu da kaybettirecek nitelikteydi. Biz bu gidişle umutlarımızı devre arasına saklayacağız anlaşılan…