Nasıl başlarsan

Her işe nasıl başlarsan öyle devam eder derler. Sivasspor olarak geçen sezona da aynı şekilde iyi başlayamamıştık. Daha sonra bir hayli sıkıntı yaşadıktan sonra başarı ipini göğüsledik. Başarı ipini göğüsleyene kadar çok fazla üzüntü ve kırgınlıklar da yaşadık. Geçen sezona oranla bu sezon, kıyaslaması çok doğru bir kıyaslama olmaz diye düşünüyorum. Çünkü bu sezon isabetli ve nokta transferler zamancıda yapılarak takıma kazandırıldı. Ligden önce Avrupa kupalarında oynadığımız maçlarda da çok umut verici bir futbol sergileyemesek de kazanmasını bilen bir takım görüntüsünde idik.

Süper ligin ilk maçında ise yine benzer kötü futbol görüntüsü içerisinde yer almaya devam etti. Ama bu kez skor olarak da başarısız bir netice ile sahadan ayrıldık. Rakibimiz Konyaspor’a baktığımızda geçen yılki kadrosunu korumaya çalışan ve de genç oyuncularla takviye yapan bir takım konumunda idi. Sivas’a gelirken tamamen defansif oyun anlayışını düşünerek ve de bunu sahaya yansıtarak mücadele ettiler. Bu anlayışla da başarılı oldular diyebilirim. Belki karşılaşma berabere bitebilirdi. Ama son dakikalarda yaptığımız bireysel bir hata maalesef sahada puansız ayrılmamıza sebep oldu.

Rakibimiz Konyaspor defansif ve kapalı bir futbol anlayışı içerisinde sahada yer alırken biz Sivasspor olarak bu anlayışı çözmek adına neler yaptık, onlara da göz atmak gerekir. Bu noktada bizim başarılı bir oyun anlayışı sahaya yansıttığımız ne yazık ki söylenemez.  Özellikle orta sahamızda mücadele eden futbolcularımızın performanslarının oldukça düşük olması çok fazla sayıda pas hatası yapmaları rakibe karşı üstünlük kurmamızı engelleyen en büyük etkendi. Gerçi Avrupa maçları dahil bu sezon oynadığımız beş karşılaşmada da orta saha elemanlarımızın performansları yeterli gözükmedi.

Bu sezon başı takımımızın transfer politikasında orta sahaya çok fazla alternatif isim düşünülmedi. Düşünülmesinin bence yegane sebebi Hakan Arslan ve Faycal Fajr’ın geçen sezon göstermiş oldukları olağanüstü başarılı grafikleri idi. İlerleyen haftalarda bu ikilinin performanslarını yükselteceklerini ve yine takımın sırtlayan önemli unsurlar olacaklarını düşünüyorum. Futbolda devamlı aynı performansı göstermemiz mümkün olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Her futbolcunun inişli çıkışlı grafikler yaşadığı bir gerçek. Orta saha oyuncularımızın yanı sıra kanatlarda oynayan futbolcularımızdan da ne yazık ki yeterli derecede fayda sağlayamadık.Pedro henrigue ve Erdoğan’ın sakatlıkları kanat alternatiflerimizi bir hayli azalttı. Milli takımdan dönen takımımızın yıldız oyuncusu Max Gradel’de geçen yılki performansından oldukça uzaktı. Tüm bu olumsuzlukları düşününce Sivasspor adına ortaya güzel ve başarılı bir futbol çıkmasını düşünmek biraz hayalcilik olur. Konya maçında aldığımız mağlubiyet takımımızın puan kaybına sebep olmasına rağmen psikolojik olarak bundan sonraki karşılaşmalara pozitif olarak katkı sağlayacağını düşünüyorum. Çünkü uzunca bir süre yenilmezlik serisi yakalayan takımımız da doğal olarak bir stres ortamı hakim olmuştu. İnşallah bundan sonraki maçlarda bu stresten uzak sahada mücadele ederiz.

Konyaspor karşısında gösterdiğimiz başarısız futbolun bir sebebi de üç gün önce 120 dakika oynadığımız Avrupa kupası maçının yorgunluğu da olabilir. Bu noktada teknik ekibibimizi gerekli çalışmaları yaparak takımımızda yorgunluk belirtilerini en aza indirgenmesi gerekir. Bir de oynadığımız maçlarda çok fazla sayıda futbolcudan faydalanmak adına beş oyuncu değiştirme hakkımızı devamlı kullanmamız gerektiğini düşünüyorum.

Çok fazla karamsarlığa ve umutsuzluğa kapılmadan takımımıza destek olmalıyız. Özellikle Perşembe akşamı Avrupa kupaları Play-off müsabakasının İlkinde Kopenag ile oynayacağımız maçta daha istekli, daha arzulu bir Sivasspor sahada görmeliyiz. Bu müsabakada tribünlerin tamamen dolu ve de coşkulu olması şart.Alacağımız başarılı sonuç şehrimiz ve ülkemiz adına oldukça önemli. Yazımın başında belirttiğim gibi nasıl başlarsan öyle gider sözünü tersine çevirmek yine bizim elimizde olan bir durum. İnşallah her şey gönlümüzce olur.Başarılar yigidomıza.