Yorgun Yiğido

İki sezon üst üste Avrupa Ligi’nde Ülkemizi temsil etme hakkı kazanmış olmamız, Süper Lig’de oynadığımız maçlar da sıkıntılı çıkmamıza sebep oldu. Geçen sezon yaşadığımız sıkıntıların benzerlerini bu sezonda yaşamaya devam ediyoruz, takımımızda yorgunluk emareleri çok net görünüyor. Birde birçok futbolcumuzun da performanslarını geçen sezonun çok uzağında olması sahada gösterdiğimiz kötü performansın en önemli sebebi diyorum.

İlk 3 haftaya göz attığımızda oynadığımız futbol açısından çok fazla tatmin olduğumuz söylenemez. İlk hafta konuk ettiğimiz Konyaspor takımının kapalı bir savunma uygulaması yaparak oyunu kilitlemesi maçın tamamen kısır bir oyun görüntüsüne bürünmesine sebep olurken, ikinci hafta Trabzon da rakibin açık futbolu tercih etmesi bizim adımıza sahaya güzel futbol esintileri göstermemize neden oldu. Son olarak bu hafta evimizde ağırladığımız Göztepe ise ofansif olarak golü düşünen ileri uçtaki etkili adamlarını kullanmaya çalışan bir takım görüntüsünde idi. Aynı zamanda kanatları iyi kullanmaya çalışan bir takım olan Göztepe takımı bizi bir hali zorladı. Sivasspor olarak bizim oyun şeklimizin de Göztepe’ye yakın bir oyun anlayışı içerisinde olması iki takım adına da benzer avantajlar ve dezavantajlar oluşturdu.

Karşılaşmaya iyi başladığımızı söyleyebilirim. Sahada istekli arzulu bir oyun ilk etapta vardı. Bunu karşılığı olarak karşılaşmanın henüz başında golü de bulduk. İlk yarıda bulduğumuz gol morallerimizi de  oldukça yükselti. Bu dakikadan sonra sahada daha moralli olan takımımız ikinci gol için fırsat da buldu. Bulacağımız ikinci gol bizim tamamen rahatlamamıza sebep olacaktı. Ama ikinci golü bir türlü bulamadık ve ilk 45 dakika bulduğumuz tek golle 1-0 lehimize sonuçlandı.

Karşılaşmanın ikinci yarısına daha istekli başlayan konuk Göztepe takımı oldu. Genelde kenarlardan oynamaya çalışan ceza alanında yüksek toplarla Adis Jahovic’i topla buluşturarak sonuç aramaya çalışan bir görüntü içerisindeydi. ikinci yarıda Beyhan şimşek’ i de oyuna dahil ederek daha ofansif bir görüntü içerisinde oyuna başladılar. İstedikleri böyle bir pozisyonda da maalesef kalemize golü attılar. Bu golle 51. dakikada karşılaşma 1-1 eşitlik noktasına geldi. Bu dakikadan sonra tekrar atıklarımızı sıklaştırdı. Ama çok net diyebileceğimiz pozisyonlar maalesef üretmekte oldukça zorlandık.

Karşılaşmanın 66 dakikasında ikinci golü yine bir duran top organizasyonunda bulduk.  Faysal fajr’ın kullandığı duran topta Samba Camaranın kafa vuruşu direkten döndü, daha sonra Dimitros dönen topu kafayla filelere göndererek kendisinin ve takımının ikinci golünü kaydetti. Bu sezon özellikle duran toplar bizim adımıza bir silah olacak görüntüsü verdik. Hastalığı sebebiyle iki haftadır sahada yer alamayan Dimitros defans hattında görev yapmasına rağmen attığı 2 golle bu hafta tribünleri coşturan isim oldu.

Bu dakikadan sonra üçüncü gol her an gelebilir dediğimiz anlarda, Kayodenin bir pozisyonunda rakibine müdahalesi sonrasında VAR yardımıyla kırmızı kart görmesi bizim tüm planlarımızı alt üst etti.

Kalan son 20 dakika sahada 10 kişi mücadele etmek zorunda kaldık. 10 kişi kalınca daha ofansif güce sahip Göztepe takımı beraberlik için tamamen oyunu bizim yarı alanımıza yıktı. Takım sahada bir kişi eksik kalınca Rıza hocanın hamlesi oyundan Max gradel’i almak oldu. Forumda olmayan Max gradel’in oyunda alınması teknik olarak doğru gibi görünse de şahsen ben çok doğru bulmadım. Topu oyunda tutacak ve ileriye taşıyacak başka bir oyuncumuzun olmaması da son 20 dakika bizleri bir hayli zorladı diyebilirim. Bence değişiklik için biraz daha bekleyip oyunun durumuna göre Rıza Hoca’nın oyuncu değişikliği yapmasını doğru olacağını düşünüyorum.

Kalan sürede tamamen oyunu kendi alanımızda kabul edince rakipte doğal olarak tamamen üzerimize gelmeye başladı. Çok pas yaptıkları bir pozisyonda maalesef kalemizde golü görünce karşılaşma 2-2’ye geldi.  Bu skordan sonra yine rakibi kendi sahamızda karşılamaya çalıştık. Ama ileriye çıkmayı da düşündüğümüz pozisyonlar oldu. Gol bulmak oldukça zor bir durum ama yine de bir pozisyon yakaladık ama maalesef onu da değerlendiremedik. Sonuç olarak berabere biten bir karşılaşma ve 3. haftanın ardından aldığımız tek puan.

Karşılaşmanın geneline baktığımızda giden 2 puan, Ama karşılaşmanın son bölümüne baktığımızda belki de kazanılan bir puan diyebileceğimiz bir karşılaşmayı geride bırakmış olduk.

Birde unutmadan son transfer edilen oyuncu olan Azim Buke içinde birkaç kelime sarf etmek istiyorum. Azubuke geçmiş dönemde Süper Lig’de iyi işler yapan bir görüntü içerisinde görmüştük, kendisini ama Sivasspor formasıyla çok vasat bir görüntü çizdiğini eklemeliyim. Saha içersin de çok dar bir alanda oyun oynamaya çalışıyor ve yaptığı pas hatalarıyla maalesef kalemizde tehlike yaşamamıza sebep oluyor. Böyle oynamaya devam ederse Sivasspor’a çok fazla katkı sağlayacağını düşünüyorum. İnşallah ilerleyen haftalarda daha formda bir Azumbuke karşımızda olur. Transfer tarihinin biteceği şu günlerde her ne kadar takımımız transferi kapatsa da orta alana ben şahsen önemli bir oyuncu transferinin isabetli olacağını düşünüyorum. Sağ bekte Ahmet Oğuz’un başarılı bir grafik çizmesine rağmen bazı müsabakalarında sıkıntılar yaşadığını hep birlikte görmekteyiz. Koray’ın da bu nokta da ilaç olmayacağını düşünecek olursak sağ bek mevkiinde de oynayabilecek alternatif bir oyuncuya ihtiyaç duyabiliriz.

Bir de uzun süreli sakat olan futbolcularımız var ki bunların da tabii akıbetleri çok net belli değil ama bu oyuncuların da takıma katılımı ile birlikte özellikle ofansif anlamda daha güçlü bir Sivasspor izleyeceğiz diye düşünüyorum. Milli maç arasının takımımıza çok büyük katkı sağlayacağını Rıza Hoca’nın bu arada dinlenme ve ardından yapacağı antrenmanlarla takımı kendine getireceğini düşünüyorum. Rıza Hoca’ya destek olup yolumuza devam etmeliyiz İçinde bulunduğumuz puan durumu bizim panik yapmanıza sebebiyet vermemeli Bir de türbinleri bir türlü istediğimiz noktaya getiremiyoruz. Bu noktada taraftar adına haklı sebepleri olabilir ama yine de tribünleri doldurmak anlamında bizim de büyük çabalarımız olması gerekir diye düşünüyorum.